‘Kayyum Atanacak’ iddialarına İş Bankası’ndan yanıt

İş Bankası, ‘Yönetici Atanacak’ İddialarına Karşılık Verdi
Türkiye İş Bankası, son günlerde bankayla ilgili çıkan kayyum iddialarına ilişkin bir açıklama yaptı ve bu iddiaları reddetti.
Yapılan açıklamada, “Son zamanlarda sosyal medyada dolaşan, Bankamızın itibarını zedelemeyi amaçlayan, yatırımcıları yanıltarak spekülasyonlara sebep olan ve aynı zamanda sermaye piyasası ve bankacılık mevzuatına aykırı olan gerçek dışı beyanlara inanılmamalıdır” denildi.
İş Bankası’nın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“BASIN BİLDİRİSİ
Bankamız, Atatürk’ün vasiyetnamesine uyulmadığı, vasiyeti alan kurumların kasıtlı zarara uğratıldığı ve Banka’nın yasalara aykırı davrandığı yönündeki maddi ve hukuki gerçeklere aykırı olan iddialar nedeniyle pay sahiplerinin, müşterilerin, yerli ve yabancı yatırımcıların doğru bilgilendirilmesi amacıyla bu basın açıklamasının yapılmasına karar verilmiştir.
“KURUCU HİSSE SENETLERİ PAY BELGESİ DEĞİLDİR”
Bankamızın Esas Sözleşmesi’nde yer alan kurucu intifa senetleri, hukuki olarak pay senedi değil intifa senedi niteliğindedir. Bu senetler, sermayeyi temsil etmez, sahiplerine genel kurula katılma veya oy kullanma gibi haklar vermez, sadece bazı malvarlığı hakları sağlar.
Esas Sözleşme, kurucu intifa senetlerinin sermayenin dört milyon TL’yi geçmemesi durumunda verileceğini ve sermaye artışından sonra bu senetlerin dağıtılmayacağını belirtir. Sermaye 1927 yılında bu seviyeye ulaştıktan sonra kurucu intifa senetleri dağıtılmamıştır.
Banka, 31 Mayıs 1991 tarihli Olağanüstü Genel Kurulunda sermaye artışına gitmiş ve Esas Sözleşme’de değişiklik yaparak kurucu intifa senet sahiplerinin alacağı kar payını ‘ödenmiş sermayenin 250.000 TL’lik kısmıyla sınırlamıştır. Bu değişiklik tescil edilmiş ve banka tarafından uygulanmıştır.
Kurucu intifa senedi sahipleri sermaye artışına katılmadıkları için artırılan sermayeden temettü almamışlardır, bu da adil bir uygulamadır.
“TÜM KARARLAR BANKAMIZ LEHİNE”
Bankamızın 1991’deki Genel Kurul ve Esas Sözleşme değişikliğinden sonra 30 yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen bazı kişiler, kurucu intifa senediyle ilgili spekülatif iddialar ortaya atmış ve haksız yere dava açmıştır.
Bu kişiler, kamuoyunu etkilemek ve destek toplamak amacıyla Atatürk’ün vasiyetiyle ilgili yanıltıcı iddialarda bulunmuş, yasal süreçler devam etmektedir ve şu ana kadar verilen kararlar